13 Kasım 2019 Çarşamba

DOLAP BEYGİRİ SENDROMU


"Sabah erken kalk, metroya bin, otobüse yetiş. İşyerine var. Yerine geç. Çalışmaya başla. Her zamanki rutin işleri yap. Mesai bitti. Otobüse yetiş, metroya bin. Eve gir. Yemeğini ye. Haberlere bak ve yataktasın. Ertesi gün, ertesi hafta, ay, yıl hep aynı, hep aynı..."

Okuduklarınız tanıdık mı geldi? Sizin de hayatınız böyle mi? Yaşamınızın tekdüze olduğunu düşündüğünüz ve hep aynı şeyleri yapmaktan sıkıldığınız oldu mu? O zaman siz de "Dolap Beygiri Sendromu" yaşıyorsunuz demektir?

Nedir ‘Dolap Beygiri’ Sendromu?

Anadoluda yüzyıllardır; buğdayı öğütmek veya bahçe, bostan vb. sulamak için kuyudan su çekmede kullanılan dolaplar olurdu. Bu dolap, aynı yerde dönüp durarak çarklı bir düzenle işler, bir atın yardımıyla çevirilirdi. Bu işi yapan ata "dolap beygiri" denirdi. Taşın dönmesini de bir at sağlar, bu at sağa sola bakmasın diye ya gözü bağlanır, ya da at gözlüğü takılırdı. “Dolap beygiri gibi dönüp durmak” deyimiyle güzel Türkçemize de girmiştir bu söz. Dönme dolaba sürelen atlar ya bu işi yaparken ölür, ya da çok yaşlandığı için bir kenara atılırdı. Aynı, günümüzün rutin çalışanları gibi. Saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca aynı işi yapmaktan usanmayan çalışanlar. Kimi yerde bir kasiyer, kimi yerde fabrika işçisi, kimi yerde bir gişe memuru... çoğaltın çoğaltabildiğiniz kadar, hepsi aynı grupta. Birinin bağı çözülse, yerine geçecek binlercesi sırada. Yeter ki dolap dönsün, döndükçe değirmencinin yüzü gülsün. Dolabı döndüren ne halde, kimin umurunda? Sonunda yıpranan, moralmen çöken, kariyer beklentisi buhar olup uçan, başka bir iş yapamaz hale gelen çalışan. Böyle olunca bir deyim olmaktan çıkıp, dönüşmüş acı bir sendroma. Adı da "Dolap Beygiri Sendromu". Peki var mı bu çaresi? Çaresi şiirde mi, anlayacaksın okuyunca...

DOLAP BEYGİRİ (şiir)

Dolap Beygirisin” dediler,

Bir dolaba sürdüler,

Sabah akşam dönmeye,

Alıştım be Dostlarım!


Dolap beygiri olmak zordur,

Sıkıntısı, kahrı boldur,

Bir de işi yavaşlattın mı,

Sırtına vuran çoktur Dostlarım!


Baktım ki bu ortamdan,

Her zaman kârlı çıkan,

Ne hikmetse değirmenciyle,

Hasımlarımmış Dostlarım!


Birgün tak dedi canıma,

Aynı yerde dönüp durmaya,

Dolap beygiri gibi yaşamaya,

Usandım be Dostlarım!


Bu iş böyle gitmez,

Bir ömür boyu çekilmez,

Ben de değirmenci olmaya,

Karar verdim Dostlarım!


“Madem çok istiyorsun” dediler,

Sırtımdaki bağı çözdüler,

Değirmenci olmayı beklerken

Sütçü beygiri oldum Dostlarım!


Kaderde yazan olurmuş,

Başa gelen çekilirmiş,

Beygir olunca sırtına

Çıkan çok olurmuş Dostlarım!

Serdar DUMANSIZ

(13 Kasım 2019 tarihinde sabah 07:30'da metrobüsle işe giderken yazılmıştır.)

9 Ekim 2019 Çarşamba

CEVİZ KURDU VE KARİYER

   
    Meşhur bir hikaye vardır, "Ceviz Kurdu" hikayesi...
    
    Küçük bir kurtçuk, taze bir cevizin kabuğuna girebileceği kadar bir delik açar. İçeriye girince, karnını tıka basa doyurur. Yedikçe şişmeye, genişlemeye başlar. Karnı doyduktan sonra açtığı delikten çıkmak ister ama, nafile... Ceviz yendikçe kurumuş ve kabuğu sertleşmiştir. Aynı delikten çıkmak için zayıflamaya karar verir. Aç kaldıkça zayıflar ve eski haline döner. Dışarı çıktığında mevsim sonbahardır ve önünde koca bir kış vardır. Bu zayıflıkla hayatta kalabilmesi mümkün değildir ve kelebek olamadan kısa zamanda ölür. 
    Ticari hayattaki; makamlar, mevkiler taze cevize, çalışanlar da cevizin içine giren kurtçuklara benzer. Bulunduğumuz her bir görev veya mevki bizim gelişmemiz içindir. Ticari hayatta yapılan projelerle, görevlerle, yaşanan sıkıntılarla ile kariyerimiz gelişir, serpilir, boy atar. İyi bir kelebek olmanın yolu cevizin içinde yeterli beslenmeye bağlıdır. Ancak, o mevkide ebedi kalacak gibi davranır, cevizin içini yer bitirirsek, güzel bir kelebek olmak hayal olur.
     
    Bir kurtçuğun amacı, iyi bir kelebek olabilmektir; bol bol ceviz içi yemek değil... Kariyer yolculuğumuzun gayesi de; “iyi insan” olabilmektir; bir yerlere gelmek, makam-mevki sahibi olmak değil... Makamlar bize iyi insan olabilmenin yolunu gösterir. Tıpkı küçük bir kurda, kelebek olma yolunda ceviz içinin sunulduğu gibi...
    
    Kariyer yolculuğunda “İyi insan” olabilmek dileğiyle... 
    
    Serdar DUMANSIZ / Ekim 2019

15 Temmuz 2019 Pazartesi

LİDERİ ANLAMAK



"Eylem planı bulunmayan bir hedef, 
ancak bir hayal olur. "
Nathaneil Branden


     Lider (veya yönetici) hedef verir, birlikte çalıştığı takım arkadaşlarını hedefe yönlendirir. İşte herşey bundan sonra başlar...
     Çalışanlarına hedef vermek bir kurumu başarıya götürmüyor. Yönetim beş fonksiyonundan biri de KONTROL'dür. Yönetici, yönettiği çalışanların neler yaptığını bilmeli, verdiği talimatların doğru anlaşıldığını kontrol etmeli, gerektiğinde çekinmeden müdahale etmelidir. Denetlenmeyen bir yönetim, kontrolsüzdür. Kontrolsüz bir yönetim de kaosa sebebiyet verir.

24 Haziran 2019 Pazartesi

DERİNLİK SARHOŞLUĞUNDAN KARİYER SARHOŞLUĞUNA


Dalış sporu son yıllarda hızla ilgi çekmeye başlamış bir spor dalıdır. Dalış sporunu yapabilmek için; dalış ekipmanlarınının, dalış prosedürlerinin, dalış tekniklerinin öğretildiği “dalış eğitimi” almak şarttır. Dalış eğitimleri, üç kademede verilmektedir. Eğitimlerden sonra yapılan sınavlarda başarılı olanlar, su altı fotoğrafçılığından su altı kurtarmaya kadar görevler alabilmektedirler. Dalış sınavlarında katılımcılara 20 metre ve 40 metre derinlikte; okuma, anlama, karar verme testleri yapılır. Örneğin 40 metrede bir çarpım tablosu sorusu sorulur ve adayın çözmesi istenir. Amaç; sığ sularda genellikle 18-24 metrelerden sonra yaşanma riski olan nitrojen (azot) narkozu etkisini (derinlik sarhoşluğunu) test etmektir.(1) Derinlik sarhoşluğu, tecrübe ile ilgisi olmadan tüplü dalışlarda bütün dalgıçları etkileyebilir. Narkoz etkisine giren dalgıç yukarı çıkacağına daha derinlere gidebilir. Normal olmayan davranışlar sergiler. Bu şekilde hayatını kaybetmiş dalgıçlar vardır.(2)
Kariyer Sarhoşluğu” Nedir?  
Kariyer sarhoşluğu da nitrojen narkozuna benzer. Kariyer sarhoşluğuna kapılan kişiler bir nevi narkoz etkisindedirler. Başlangıçta iyi ve güzel şeyler yapan bu yöneticiler, kariyer sarhoşluğunun verdiği rehavetle ne yaptıklarının farkında değildirler. Her yaptıklarının kabul göreceğini sanırlar. Suyun üstüne çıkayım derken, daha da derinlere inen dalgıçlar gibi, kariyer sarhoşluğuna kapılan yöneticiler de her yaptığının doğru olduğuna inanarak, hatalar yapmaya, verdiği kararlarla bulundukları kurum ve kuruluşları zarara uğratmaya başlarlar. Dünya tarihinin çöp kutusu, kariyer sarhoşlarıyla doludur. İşte, onlardan birkaçı: 
Bozkır geleneğinden gelen onlu teşkilatı kullanarak liyakata bağlı bir ordu meydana getiren, kurduğu posta teşkilatı ve casus ağı ile istihbarat sanatını geliştiren, çıkardığı yasalarla toplumu düzenleyen, lakin düzenlediği askeri seferlerle pekçok şehri tahrip edip, hayatı boyunca 20 milyonlar insanı katlettiğine inanılan, bazı tarihçiler tarafından “insanın şeytanlaşmış hali” diye anılan Cengiz Han.(3) 
Başarısız okul geçmişinden sonra, I.Dünya Savaşı'da Alman ordusu adına savaşan, savaştan sonra iktidarı devirmeye çalışan, yakalanıp hüküm giyen, kurduğu partiyle seçimleri kazanan, yaptığı kalkınma hamleleriyle Alman halkını zenginleştiren, şansölye (cumhurbaşkanı) seçildikten sonra, ülkedeki siyasi rakiplerini hızla ortadan kaldıran, üstün ırk hayaliyle başlattığı II.Dünya Savaşı'yla 65 milyondan fazla insanın ölmesine sebep olan, Amerikalı psikologların hazırladıkların raporlarda “seçilmiş diktatör” diye anılan Adolf Hitler.(4)

Gürcistan'da fakir bir kundurucanın oğlu olarak dünyaya gelen, gençliğinde karizmatik tavırları ve keskin zekasıyla kızların gözdesi olan, Lenin'in ölümüyle tam yetkiyle ülkenin başına geçen, ağır sanayi hamleleriyle ülkesini sanayi imparatorluğuna dönüştüren, 1930'lu yıllarda kendince “halkın düşmanları”nı temizleyen, 1941'de Moskova kapılarına kadar dayanan Alman askerlerini püskürterek ülkesini zafere taşıyan, Nazi Ordusu'nu durdurduğundan dolayı Amerikalılar ve İngilizler tarafından “aziz” ilan edilen, İkinci Dünya Savaşı sonrası Doğu Avrupa ve Baltık Ülkelerinin bir kısmına haciz koyan, ülkesini dünyaya dehşet saçan bir nükleer güç haline getiren, kendine muhalif olan 60 milyon insanı öldürten, dünyada “en nefret edilen insanlardan biri” olan, boyunun kısalığından dolayı “bücür” lakaplı, Josef Stalin. (5)
  Kariyer Sarhoşluğu”'nun Çözümü Var Mı? 
Kariyer sarhoşluğunun sebebi; uzun bir süre aynı şirkette, aynı departmanda veya görevde çalışmaktır. Şirketlerimizde, firmalarımızda, kurumlarımızda kariyer şarhoşluğunu aşmamızın yegane şartı, belirli periyotlarla çalışanların rotasyana tabi tutulmasıdır. Belli aralıklar görevi veya görev yerleri değişen çalışanlar kariyer sarhoşluğu yaşamazlar. Biz bunu, derine daldıktan sonra, su yüzeyine çıkıp nefes almaya benzetiyoruz. Yeni bir departman, yeni bir görev, yeni bir sorumluluklar kişilere canlılık, tazelik verir. İlişkileri yıpranmış eski mesai arkadaşlarından ve amirinden uzaklaşan çalışan, yeni departmanı veya görevinde eski hatalarını yapmamaya başlar. Kendine gelir. Hem firmasına, hem de kendisine daha faydalı olmaya başlar. 
Kariyer Sarhoşluğu zaman zaman Osmanlı Yönetim sisteminde de yaşanmıştı. Kariyer sarhoşluğunu aşabilmek için kişilerin görev yerleri sıklıkla değiştirilirdi. Uzun zaman aynı görevde ve makamda kalan kişiler zaman zaman kariyer sarhoşluğu yaşabilmektedir. Görev yeri, statüsü değişen kişiler, ise yeni başlangıçlar yaparak bu durumu çabuk geçebilmektedirler.
  Bu duruma bir çok örnek verilebilir. Nişancı Feridun Paşa'da onlardan biridir. Sokullu Mehmet Paşa'nın yanında uzun zaman sır katipliği ve Divan-ı Hümayun'da nişancılık yaptıktan sonra, Sokullu'nun ölümüyle birlikte nişancılık görevinde uzaklaştırılıp, Semendire ve Köstendil Sancak Beyliklerine atanarak Saray'dan uzaklaştırılmıştı. Atandığı bu görevi de layikiyle yapıp, tekrar aynı göreve getirilip, bu görevde iken de vefat etmiştir.(6)
 Serdar DUMANSIZ - 2019 

Kaynaklar: 
(1) Mustafa Tuğrul Avcı, “Türkiye'de Bilimsel Dalışın Tanımlanması ve Prosedürlerinin Yasal Çerçeveye Oturtulması İçin Teknik Öneriler”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ocak 2016  
(2) Burcu BAYRAK KAHRAMAN, Güler Duru AŞİRET, Nilgün DEVREZ, Leyla ÖZDEMİR, Nuran AKDEMİR, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi, “Dalış Sporu ve Dalışlarda Yaşanan Sağlık Sorunlarının Önlenmesinde Hemşirenin Rolü” 
(3) Ali Çimen, “Tarihi Değiştiren Askerler”, Timaş, 2010  
(4) Çeviren:Güneş Ayas, “Seçilmiş Diktatör, Adolf Hitler'in Psikanalizi”, BS Basım Yayın, 2012  
(5) Ali Çimen, “Tarihi Değiştiren Liderler” Timaş, 2010, Sayfa 193-199 
(6) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Feridun Ahmed Bey maddesi, https://islamansiklopedisi.org.tr/feridun-ahmed-bey