Peki, doğru insan nereden bulunacak? Doğru insanı; neden,
nereden, ne zaman, nasıl bulacağız? Hafiye gibi peşine mi düşelim aradığımız
“doğru insanı”; yoksa, zamanı gelince o mu bizi bulur?
İsternesiz, soruların
ilkine cevap vermeyle başlayalım. “Doğru insanı, neden bulmalıyız?”
Her şirketin temel kuruluş amaçlarından biridir kâr
etmektir. Kâr etmek içinde, para kazanmak; para kazanmak için de ürün veya
hizmetleri satmamış gerekmektedir. Satış yapabilmek için de; bu işi iyi yapan
satışçılara, bu satışçılara destek verecek ekiplere ihtiyaç duyulur. Firmayı,
takım halinde başarıya götürecek, kâr ettirip, para kazandıracak işte bu
ekiplerdir. Firmamız görev alacak bu ekiplerde yer alacak kişiler doğru kişiler
olmalıdır ki, başarılı olalım. Ancak, İşini bilen, severek yapan, işin
gerektirdiği yetkinliklere sahip “doğru insanlarla”, doğru yolda ilerlenebilir.
Sıra; “doğru insanı” nereden bulacağımıza
geldi. Nerede bu aradığımız “doğru kişi”?
Tüm insan kaynakları yönetimi kaynak kitapları; şirketin
aradığı personel ihtiyacının, şirket içindeki mevcut personelden veya dış
kaynaklardan bulunabileceğinden bahsederler. Firmalar; ihtiyaç duyduğu
kadroları mevcut çalışanlardan, terfi ve nakillerle sağlayabilirler. Kurum için
terfi ve nakiller, kurum çalışanlarının, moral, motivasyon arttırdığı gibi, kurumu
iyi bildiklerinden dolayı başarı oranları daha yüksek olacağından daha isabetli
bir tercih olacaktır. [2] Ancak, isabetli bir tayin
ve nakil yapabilmek için de; mevcut çalışanların “doğru insanlar” olması
gerekmektedir. Ortalama yetenekleri olan insanları işe almak, kaybedilen
fırsatlardan çok daha fazla zarara yol açıyor. [3]Yani, zamanında geçici
olarak istihdam edilen veya, “hele şu kadroyu şimdilik dolduralım da, Allah
Kerim’dir. Daha iyisini, daha sonra buluruz” veya “ne yapalım, ancak bunu
bulabildik” düşüncesiyle işe alınıp, yapılan eğitim ve gelişim faaliyetleriyle
bile istenen seviyeye gelemeyen “yanlış insanlar”la, içten atama yapılsa bile
iyi bir sonuç vermeyecektir. Böyle bir atamanın yapılmaması daha isabetli
olacaktır.
Gelelim, dış kaynaklardan personel ihtiyacının
karşılanmasına. Acaba, kurum dışından “doğru insan” nereden bulunur? Bu sorunun
cevabı “hangi segmentte birini arıyorsan, aradığın ordadır” olacaktır. Öncelikle,
kendine bir aday havuzu yapmalısın. Bu havuzu kısımlara böl. “Üst düzey
yönetici havuzu, yetenek havuzu, y kuşağı havuzu gibi… Şimdi sıra, oltanı atıp,
havuzları balıkla doldurmaya geldi. Havuzlar dolmalı ki; oltaya takılmalarını
beklemek yerine, ihtiyacın olduğunda, havuzdakini kullanabilesin.
Hani şu ele, avuca sığmayan Y kuşağını mı arıyorsun?
Aradığını sosyal medya’da kolay bulursun. Y kuşağı sosyal medyayı çok mu, çok
sever. Önce facebook, twitter, google+ gibi sosyal paylaşım sitelerinde
sayfaların olmalı. Gerek mevcut çalışanlarını, gerekse potansiyel y kuşağı
çalışanlarını bu sayfalara çekmeli, yarışmalar düzenleyip, vereceğin küçük
hediyelerle şirket markanı cazip hale getirmelisin. Bunu yapacak kişileri insan
kaynakları departmanında istihdam edip, veya mevcut çalışanlara eğitimler
aldırarak, sosyal medyada güçlenmelisin. O zaman aradığın genç nesil ayağına
gelecektir. Kısaca anlayacağın; sosyal medya’dan yararlanmanın yolu, sosyal
medya kurdu olmaktan geçiyor. [4]
Tecrübeli, işin kurdu, orta düzey ve/veya üst düzey yönetici
mi arıyorsun? Head Hunterlar (beyin avcıları) sana onları kolay bulacaktır. Birçok
istihdam bürosunun “kafa avcıları”, istediğin üst düzey veya orta kademe
yöneticileri bulmak için, piyasayı alt-üst ederek, sana istediğin “kafayı”
getirip, önüne atacaktır. Ama, bunun için kesenin ağzını açmaya hazır mısın?
Çünkü, bu kafaları şirketine çekebilmek, o kadar da ucuz değil. Ancak, head
hunterlerla çalışırken, karşı firmanın yapısını bozabileceğini, etik değerlere
zarar verebileceğini de unutmamalısın. [5]“Çok param yok!” diyorsan, sosyal
medya yine imdadı yetişiyor. Linked-in gibi iş dünyasının çokça kullandığı
paylaşım sitelerine üye ol. Belki, aradığın beyinler orada bir yerde gizlidir.
Ne dersin?
Yetenekli, becerikli; seni uçurup, rakiplerinin önüne atacak
çalışanlar mı arıyorsun? Yetenekli çalışanlara litaratürde “Mor Sincap”
deniyor. Bunları elde etmek kolay değil? Mor sincapları kendine çekebilmen
için, elinde en kaliteli cevizin, fıstığın olmalı. Onlara iyi kariyer
fırsatları, iyileştirilmiş sosyal haklar (yan ödemeler, prim, ikramiye, kreş,
özel sigorta vb.) sunmalısın.[6] Peki, mor sincapları nerede
bulacağız? Dernekler, üniversitelerin kariyer merkezleri, özel istihdam
büroları senin emrinde… Eskiler “deli, deliyi bulurmuş” derlerdi. Günümüzde
ise; yetenekli, başarılı, becerikli çalışanlar fikirleri, buluşlarını,
yaptıklarını veya projeleri birbirleriyle paylayış, beyin fırtınaları yapmak
için kendilerine uygun derneklerde buluşuyorlar. Buralara üye olmalı,
birbirlerine gönderdikleri e-postaları okumalı, zamanı geldiğinde onları
firmana davet etmelisin.
Yeri gelmişken; özel istihdam büroların İ.K.cıların dostu,
önemli yardımcımızdır. Türkiye İş ve İşçi Bulma kurumuna bağlı bu kurumlar,
doğru insanı bulmamızda bazen zorlanmaktadırlar. İşe alma, istihdam ve işe alım
destek hizmetleri 16 milyar dolarlık bir sektör ancak ABD işverenlerinin yüzde
52'si kilit pozisyonları doldurma konusunda zorluk yaşadığını bildiriyor. [7] Doğru istihtam bürolarıyla
çalışma, insan kaynakları profesyonellerinin işini oldukça kolaylaştırmaktadır.
Sadece, sahip oldukları havuzu açıp, bunun üzerinden para kazanmaktan ziyade, sahip
oldukları CV havuzunu sürekli güncelleyerek, “doğru insanı” bulmalarında destek
olan istihdam büroları tercih edilmekte ve sektörde tavsiye edilmektedir.
Firmaların ne tam olarak bu firmalara bel bağlamaları doğrudur, ne de bu
firmaları faydasız bulmaları. Bundan dolayı, her firmanın, istihdam bürolarına
alternatif temin kaynaklarını zenginleştirmesi, kendi istihdam havuzunu
oluşturması, istihdam bürolarının yetersizliğini dışa bağımlılığı azaltacaktır.
Sıra geldi; “doğru
insanı”, ne zaman bulacağımıza… Firmamızın ihtiyacı olan, doğru insanı bulmanın
doğru zamanı ne zamandır?
Doğru zamanı bulmak, doğru mevsimde avcılık yapmaya benzer. İstediğiniz
zaman; hamsi, lüfer, palamut avlayamayacağınız gibi, ihtiyacınız olan her
insanı da, bulunduğunuz zaman diliminde bulamayabilirsiniz. Özellikle, iş
arayanların bile biraz mola verip dinlendiği yaz mevsiminde “doğru insanı”
aramak, balıksız göle olta atmak gibidir. Bayram arifeleri, bayram ve yılbaşı
öncesi, genel veya yerel seçim önceleri de bu zaman dilim içindedir. Ayrıca;
öğrencilerin yoğun çalışma dönemleri olan vize, final haftalarında onları
görüşmeye çağırmak ta doğru olmaz. Bu rağmen; istihdamın yoğun arttığı zaman
dilimleri de vardır. Yaz tatilinin bittiği Eylül ve Ekim ayları, bayramları
tatillerinin sonraları, bahar mevsiminin gelmesiyle insanlar yeni iş
arayışlarını start verirler. Bu zaman dilimleri, “doğru insanı” bulmak için
ideal zamanlardır. Kısaca; yoğunluğun olduğu zaman dilimleri, istihdam için
sıkıntılı, her sıkıntılı zaman sonrasındaki geniş zaman dilimleri ise
istihdamın canlandığı, iş arayışlarının başladığı uygun zaman dilimleridir.
Görüldüğü gibi, “doğru insanı” bulmak kolay değildir. Ancak
şu da unutulmamalıdır ki; doğru insanı bulacak kişinin de “doğru insan” olması
gerekmektedir.[8]
İ.K. Departmanlarını iyi yapılandırmamış firmalar, uzun personel bulma süreleri
ve maliyetleriyle bunun bedelini ağır öderler.
Tüm firmaların “doğru insanı”, “doğru insanla” bulup, “doğru
zaman, zemin ve şartlarda” bulmaları temenniyle, tüm İ.K.cı arkadaşlara başarılar
diliyoruz.
Serdar DUMANSIZ (İnsan Kaynakları Uzmanı)
[2] Prof.Dr.Ahmet Cevat Acar, İnsan Kaynakları Yönetimi /
İ.K.P. ve İşgören Seçimi, Beta Yayınları
[3]
Nathaniel Koloc, Harvard
Business Review http://www.hbrturkiye.com/blog/insan-kaynaklari/ise-basvuran-adaylarin-aslinda-istedigi-anlaml-is
[5]
Nesrin KOÇASLAN, İnfomag
Dergisi, Eylül 2012, http://www.myfikirler.org/ust-duzey-yoneticiler-nasil-is-bulur.html
[6]
Lance
Haun, Mükemmel Adayı İşe Almayın, Harvard Business Review http://www.hbrturkiye.com/blog/insan-kaynaklari/mukemmel-adayi-ise-almayin
[7]
Nathaniel Koloc, İş Başvuran
Adayların Aslında İstediği: Anlamlı İş, Harvard Business Review, http://www.hbrturkiye.com/blog/insan-kaynaklari/ise-basvuran-adaylarin-aslinda-istedigi-anlaml-is
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder