Kimi bunların farkına varmış, yeteneklerine yetenek katmış; cebinde azıcık parasıyla ticaret yapıp, bu paraları koyacak yer bulamayan milyonerler gibi.
Kimi çar-çur etmiş cebindekileri, bilememiş kıymetini, harçlığını bitiren çocuklar misali...
Kimileri de farkına olamamış ceplerindekileri, kaçırmış fırsatları, anlamamış değerini...
Sahip olduğumuz yetenekler; tatlı yapmak için gerekli olan malzemelere benziyor sanki...
Nasıl ki aynı malzemeleri kullanarak farklı farklı tatlılar yapabiliyorsak, farklı yeteneklerimizi de kullanarak; farklı farklı hayatlar kurabiliriz.
Yeteneklerdir bizi tatlandıran.
Yeteneklerdir bize değer katan,
Yeteneklerdir bizi farklılaştıran.
Yeteneklerdir bazen başımızı belaya sokan.
Yetenekleri yerinde, kararında, farklı oranlarda kullanmakta yetenek ister aslında.
En çok üzüldüğüm de bu insanlardır. Yeteneklerini nasıl, nerede kullanacağını bilemeyenler.
İnsan Kaynakları Uzmanlarının en önemli görev değil midir; usta bir tatlıcı gibi, yeni tarifler öğretmek çalışanlara.
Birlikte çırpmak, karıştırmak, pişirmek, piştikten sonra tadına birlikte bakmak.
Pişen her tatlıda, yeni bir lezzete, hayata, mutluluğa yelken açmak.
Bu yapabilmek için anlamak lazım değil midir; undan, sütten, yumurtadan, yetenekleriyle insanoğlundan.
Zaman zaman hepimiz yaşıyoruzdur bu durumu, ne dersiniz?
Bir de ad koydum bu duruma; "yetenekleriyle insanoğlunun imtihanı"
Yeteneklerimizle, farklı hayatlar kurabilmemiz dileğiyle...