11 Ekim 2016 Salı

ÇANTANIZDAKİ İSVİÇRE ÇAKISI: TAKIM ÇALIŞMASI


 Ustaların sıkça kullandıkları aletleri koydukları çantadır "Takım Çantası". Yanı başındadır, nereye gitse onunladır. Her cinsten, her sıkıntıyı halledecek bir alet vardır o çantada. İşini çözecek, problemi giderecek derman vardır onun içinde. Kimi zaman bir somun, kimi zaman bir vida, derdine derman olur ustanın.
   Farkı yoktur şirketlerdeki yöneticilerin, işini iyi bilen bir ustadan. İkiside problem çözer, derde derman olur, işleri yoluna koyar. Yöneticinin de "takım çantası" vardır yanından ayırmadığı. Çalışma hayatında başına gelen problemleri çözeceği bir vida, bir somun, bir tornovida... İşte onlardan biridir çantadaki takım çalışması... Şahlandırır ekibi, karışık grupları takım yapar, verimli çalıştırır, vurur onikiden hedefi...
   Peki, neyle beslenir bu makina? İletişim; içindeki çarklardır işleyişi yürüten, birindeki arıza çalıştırmaz makinayı... Motivasyon bu aletin yağıdır, dozunda fazla cıvıtmadan. Delegasyon; parlatır, canlılık verir, devamını sağlar, takım çalışmasını... Geri Bilidirim; olmazsa olmaz, sıkar somunları, sağlamlaştırır takım çalışmasını... Sevgi; bu aletin pili, sürekli şarj ister, ihmal edilirse ölür, akıllı kullanırsa uzar ömrü...
   İyi bilmek de lazım bu çakının nasıl kullanıldığını. Ustalık ister, ustaların ustalık aletidir takım çalışması. Ekibi "takım" yapar, canlandırır bireyleri. Başarının altındaki barkottur "takım çalışması". Amma, bilmeyince kullanmasını, zarar verir ekibe, umutları kırar, dağıtır birer birer elemanları. Kazanayım derken ekibi, hüsran olur onca emek, bulumayınca ustasını. Sonra, ararsın başka bir usta ki; senin hunharca dağıttını toplasın bir çırpıda.
  Liderlik mi, Takım Yöneticisi mi? Hep karıştırılır bu iki kavram. "Lider, arkasından takip edilen varsa
liderdir" der Peter Drucker ve ilave eder "Lider olunmaz, doğulur". Peki lider doğmadıysan, nasıl olacak bir takımı yönetmek... Takım çantasınızda bir alet, yetişir imdadımıza.  Öğrenilir mi peki kullanmayı bu mucize makinayı... Öğrenilir tabii, ancak ustaca kullanmak zaman ister, sabır ister, deneyim ister, eğitim ister ilk bakışta. Belki ilk kullanış biraz acemice olsada, çıraklıktan sonra, kalfalık ve ustalık gelir sırayla. Bir de; eğitimi iyi bir ustanın yanında aldın mı deyme keyfine, yapar seni birden çıraktan usta... Eskilerin bir tabiri varmış sıkça kullanılan, "fem-i muhsinden öğren, ne öğreneceksen". Unutma bunu asla...
   Harika takımların içinde çalışıp, harika takımlar yönetmeniz dileğiyle...
   
   Serdar Dumansız (İnsan Kaynakları Uzmanı - 2016)

30 Haziran 2016 Perşembe

YETENEKLERİYLE İNSANOĞLUNUN İMTİHANI

Yüce Yaratıcı; her insanın cebine farklı farklı yetenek koyarak göndermiş tüm insanları bu dünya hayatına.
Kimi bunların farkına varmış, yeteneklerine yetenek katmış; cebinde azıcık parasıyla ticaret yapıp, bu paraları koyacak yer bulamayan milyonerler gibi.
Kimi çar-çur etmiş cebindekileri, bilememiş kıymetini, harçlığını bitiren çocuklar misali...
Kimileri de farkına olamamış ceplerindekileri, kaçırmış fırsatları, anlamamış değerini...
Sahip olduğumuz yetenekler; tatlı yapmak için gerekli olan malzemelere benziyor sanki...
Nasıl ki aynı malzemeleri kullanarak farklı farklı tatlılar yapabiliyorsak, farklı yeteneklerimizi de kullanarak; farklı farklı hayatlar kurabiliriz.
   Yeteneklerdir bizi tatlandıran.
   Yeteneklerdir bize değer katan,
   Yeteneklerdir bizi  farklılaştıran.
   Yeteneklerdir bazen başımızı belaya sokan.
Yetenekleri yerinde, kararında, farklı oranlarda kullanmakta yetenek ister aslında.
En çok üzüldüğüm de bu insanlardır. Yeteneklerini nasıl, nerede kullanacağını bilemeyenler.
İnsan Kaynakları Uzmanlarının en önemli görev değil midir; usta bir tatlıcı gibi, yeni tarifler öğretmek çalışanlara.
Birlikte çırpmak, karıştırmak, pişirmek, piştikten sonra tadına birlikte bakmak.
Pişen her tatlıda, yeni bir lezzete, hayata, mutluluğa yelken açmak.
Bu yapabilmek için anlamak lazım değil midir; undan, sütten, yumurtadan, yetenekleriyle insanoğlundan.
Zaman zaman hepimiz yaşıyoruzdur bu durumu, ne dersiniz?
Bir de ad koydum bu duruma; "yetenekleriyle insanoğlunun imtihanı"
Yeteneklerimizle, farklı hayatlar kurabilmemiz dileğiyle...

12 Nisan 2016 Salı

YETKİNLİK FARKLILIKLARINI GÖREBİLMEK

   
İnsan Kaynakları Yönetiminde en önemli noktadır "yetkinlikler". İş yapma becerisi olarak tanımlanan yetkinlikler, "doğru kişiyi işe alma", "eğitim yönetimi", "performans yönetimi" için olmazsa olmazdır. Yetkinliklerin çıkarılması, tespit edilmesi, ölçülmesi kadar, doğru yetkinliklerin tanımlanması da önemlidir. Yanlış bir teşhis, bir hastayı ölüme götüreceği gibi, yanlış bir yetkinlik tanımı ve teşhisi, "çalışan memnuniyetsizliği", "kurum içi çatışma", "işten çıkış ve istifa" olarak geri döner bizlere.
     Dıştan bakışta bazı yetkinlikler benzer gibi görünür, ama farklıdırlar. Doğru analiz etmek gerekir yetkinlikleri. İşte bunun ispatı yaşanmış bir hikaye…

Ünlü kalp ve damar cerrahı Michael DeBakey arabasını tamire götürmüş. Tamirci:
    - “Size bir şey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım. Nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?”

Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
    - “Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesene!”